Edebiyatı seven, kültürüne ve sanatına bağlı olan herkese merhaba…
Bu şekilde başladık çünkü biliyoruz ki merak edenler bakıp çıktıktan sonra bu saydıklarıma değer verenler kalacak bizlerle. Şuan hakkımızda butonunda olduğunuza göre bizlerin kim olduğunu merak ediyorsunuz. İlk sayımızda şu şekilde anlatmıştık kendimizi; “Kesinlikle tanınmayan, tanınmak gibi basit bir amacı da olmayan, dergiyi “meslek hastalığı” içinde görmeyen, bu çalışmanın gerekliliğinin farkında olan, maddi tüm endişeleri bir kenara bırakıp elini taşın altına sokan bir grup kalemiz. Bizim tanımını bile yapamadığımız büyük hayallerimiz var. Biz hayallerinin peşinden koşanlarız. Biz güzele değil şiire aşık olanlarız. Biz kaleme, kitaba, senaryoya, kurguya, kasete, sahneye, alegoriye, mecaza gönül verenleriz. Biz yağmurda ıslanmamak için kitabını başının üstüne koyan değil, ıslanmasın diye kitabı koynuna sokanlarız.”. Evet bizler tam olarak buyuz.
Simas'ın anlamını merak edenler de oluyor elbet dergimizde açıklamıştık. Simas "Kutlu güzel akarsu" demek. İstanbul’un en güzel ilçesi olan Sarıyer’in ilk ismi. Bizler burada 10 yıldır devam ettiğimiz matbaa işimizde edindiğimiz baskı tecrübesi, Sarıyer’in ilk haber sitesi olmanın verdiği 16 yıllık habercilik birikimimiz ile çıktık bu yola. Alanında uzman edebiyat ve Türkçe öğretmenlerinden oluşan kadromuz ile sizlerle buluştuk. Biz bir grup öğrenci, öğretmen ve edebiyat aşığı insanız. Amacımız sevdiklerimizi sevdirmek, unutulmaya yüz tutmuş yazarlarımızı, sanat dallarımızı, türkülerimizi sizlere aktarmak. Sadece bizi okuyun diye bir gayemiz ya da hırsımız da yok siz yeter ki okuyun Cemil Meriç’in de dediği gibi “Dergi Hür Tefekkürün Kalesi” dir, o kale’nin yıkılmasına izin vermeyin. Kısacası biz bir aileyiz; uğraşı, gayesi, hayali aynı olan bir aile.
Edeple ve Edebiyatla kalmanız dileğiyle…